Sex Hikayeleri

5 ay önce - Admin Ekledi - 16016 Kez Okundu

Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum

Sikilmeden Geçen Günlerimin Acısını Çıkarıyorum

Öncelikle herkese merhabalar. Ben Günseli. 42 yaşında, dul, iki çocuk sahibi bir kadınım. Eşimden 2 yıl önce, aşırı kıskançlıkları ve vazgeçemediği bazı alışkanlıklarından dolayı ayrılmak zorunda kaldım. Şu anda dulum ve iki çocuğumla beraber yaşıyorum. Sizlere anlatacağım olay, tamamen zorunluluktan yaşadığım bir olay, yani öyle başladı. Sanırım bunu anlatarak hem rahatlayacağım, hemde sizlerin zevk almasını sağlayacağım.

GençliÄŸimden beri erkeklerin ilgisini çekmek, onları tahrik etmek, her kadın gibi hoÅŸuma gidiyordu. Ama ilk erkeÄŸim kocam olmuÅŸtu, ondan önce ufak tefek bazı seviÅŸmeler dışında çok bir deneyimim yoktu. Seks’i kocamla beraber sevdim. Oldukça güzel fantaziler ve birliktelikler yaşıyorduk. Maddi durumumuz oldukça iyiydi. Ancak bir süre sonra, kocamın çevresinin deÄŸiÅŸmesiyle her ÅŸey allak bullak oldu ve ayrıldık. Dedim ya, kocamın maddi durumu iyiydi. Ancak ben koca parası yiyen bir kadın olmayı asla kendime yakıştıramadım. Kocamdan ayrıldıktan bir süre sonra, verdiÄŸi yüklü nafaka ve parayla geçiniyordum. Ama günlerim evde yalnız geçiyordu, sıkılıyordum. Evliyken bazı sektörlerde çalışmıştım. Bazen, kocamın ÅŸirketinde de çalışıyordum. Yani bu kadar sıkılmıyordum.

Bundan birkaç yıl önce aklıma oldukça güzel bir fikir geldi. Bir cafe benzeri bir yer açıp, hem daha rahat geçinip, hemde sıkıntımı bu yolla geçirmeyi düşündüm. Yaptığım araştırmalarla, cafeye uygun bir yer bulabilmiştim. Hemen kiraladım, içine de ufak tefek eşyalar alıp, kendi ekmek teknemi açtım. Biraz daha farklı olması için ev yemekleri üzerine çalışıyordum. İlan verip, bir garson, birde aşçı buldum. Bazen mutfakta aşçımıza ben yardım ediyordum. İşlerim de iyi gitmeye başladı, oldukça lezzetli yemeklerimi tadan müşterilerim resmen abone oluyorlardı. Ancak açtığım yer, artık yetmemeye başladı. Geliştirmek istiyordum, fakat bunun için kafeden kazandığım para yetmiyordu.

Eski kocamdan para almayı düşündüm. Zaten bu iÅŸe başından beri karşı olan kocam, bana tek bir kuruÅŸ bile vermeyeceÄŸini, onun durumunun da bozulmakta olduÄŸunu söyledi. Bir kere kafama koymuÅŸtum, mutlaka yapacaktım. Hal böyle olduÄŸu için aile dostumuz olan Ahmet’ten yardım istemeyi düşündüm. Ahmet, 40 yaÅŸlarında, evli, fakat çocuÄŸu olmayan bir adamdı ve aile dostuyduk, birlikte büyüdük denilebilir. Onun da durumu oldukça iyiydi, hatta bazen kocamla ortak iÅŸ bile yaparlardı. Ahmet bana borç olarak 30 Bin TL verebileceÄŸini söyledi. Faiz de koymayacağını söyleyince çok mutlu olmuÅŸtum. Hem elime para geçmiÅŸ, hemde çalıştığım yeri büyütme fırsatı geçmiÅŸti. Kabul ettim ve birkaç gün sonra Ahmet cafeme geldi. DoluluÄŸu görünce, o da çok mutlu oldu. Hatta ortaklık bile teklif etti, ama kabul etmedim. Ortaklığa genelde karşıydım, özellikle böyle küçük bir cafe için ortaklık bana çokta mantıklı gelmiyordu.

Ahmet bana paranın ilk kısmını verdi. Bu parayla yaptığım ilk iÅŸ, cafeye yeni mobilyalar almak oldu. Bir süre sonra, dahada büyütmek istediÄŸimden farklı bir yere dükkanımı taşımak istedim. Uygun bir kira bedeliyle, baÅŸka, daha büyük bir yere geçiÅŸ yaptım. Aslında alışılan muhitten ayrılmak ne kadar akıllıca olurdu biliyordum, ama yaptım iÅŸte böyle bir hata. İşlek bir caddeye taşındık, fakat bu caddede bizim rakiplerimiz çok daha etkiliydi. İşler tam tersine dönmüştü, yaptığım masraf nerdeyse boÅŸa gitmiÅŸ, dükkanda sinek avlar olmuÅŸtuk. Ahmet’e olan borcum vardı, üstelik artık cafeye kendi cebimden para vermeye baÅŸladım. İyice sıkışmıştım, geceleri uykularım kaçıyordu. Ahmet’ten borç almak artık uygun olmamaya baÅŸlamıştı.

Bir süre daha böyle devam ettik. 2 garsondan birini, kemer sıkma politikası olarak iÅŸten çıkardım, tazminatını da verdim. Ancak bu tedbir de iÅŸe yaramıyordu. Üstelik Ahmet’e olan borcumun günü de geçiyor, iyice sıkışıyordum. Bir gün Ahmet’i aradım, durumu anlattım ve borcu erteleyebilme ihtimalini sordum. O da gayet insancıl bir ÅŸekilde kabul etti. Aradan bir süre daha geçti ve ben borcu ödeyemedim. Ahmet’e karşı da oldukça mahcuptum, kısacası rezalet bir durumdu. Kocama baÅŸvurmak istedim, ama gene kapılar kapanmıştı. Kurtulmak için çırpınıyordum. Cafeyi kapatmak zorunda kaldım. Artık ne yapacağımı bilmez durumdaydım, banka kredisi çeksem, banka kredisinin borcu olacaktı. Biraz altınlarım vardı, onları sattım, ama borcum kapanmıyordu. Ahmet de artık homurdanmaya baÅŸlamıştı. O kibar adam gitmiÅŸ, yerine tam bir alacaklı gelmiÅŸti.

Kaçmayı düşündüm, ama imkansızdı. Ahmet’i aradım, buluÅŸup görüşmek istediÄŸimi söyledim. Kabul etti, beni evden aldı ve bir cafeye gittik. Ben durumumu anlatıyordum, ama Ahmet parasını istiyordu. Uzun bir süre tartıştık. Benim aile dostu olduÄŸumu, biraz daha vakit vermesini istiyordum. O ise parası için ısrar ediyordu. Tüm yollar kapanmıştı bana. Kalkıp gittim, banka kredisi için araÅŸtırmaya baÅŸladım. O gece telefonuma Ahmet’ten bir mesaj geldi, “Borcunu ödemek için bir yol bulmalıyız!” diye. Ben de cevap attım, “NeymiÅŸ o?” dedim. O da, “Telefonda olmaz, yarın görüşelim. Evden alırım seni!” deyince onayladım.

Ertesi gün Ahmet beni evden aldı. Arabayla gidiyorduk. Sesim çıkmıyordu. SessizliÄŸi bozan o oldu, “Borcunu gerçekten ödemek istiyor musun?” dedi. Ben de, “Tabiki! Ama nasıl olacak, gerçekten bilmiyorum. Çok zor durumdayım!” dedim. O da, “EÄŸer kabul edersen bir yol var tabiî ki…” dedi. Merak ettim, nasıl bir yol olduÄŸunu sordum. Ahmet, “EÄŸer, beni mutlu edersen borcunu taksit taksit silerim Günseli!” deyince, döndüm ve bir tokat attım ve “Çek saÄŸa hayvan, aÄŸzına sıçayım senin, orospu çocuÄŸu!” diye küfürler ederek arabadan indim. Arkamdan, “İyi düşün, yoksa nasıl kurtulacaksın?” diye bağırıyordu.

Biraz yürüdüm. Sinirim hala geçmemiÅŸti. Resmen onunla yatmamı istiyordu. Bütün gece teklifini düşündüm. Aslında yapacak çokta bir ÅŸeyim yoktu. Kabul etmek zorundaydım, yoksa başıma neler gelir tahmin bile edemiyordum. Ahmet’i aradım, “Yarın beni evden al. KonuÅŸmamız lazım!” dedim. Kabul etti. Ertesi gün gene beni evden aldı. Arabayla giderken ona, “Teklifin halen geçerli mi?” dedim. Bana döndü gülümseyerek, “Geçerli!” dedi. “Kabul etmeme gibi bir ÅŸansım yok. Sen adi bir herifsin, evli barklı bir adamsın ve dul bir kadını hallere soktuÄŸunu biliyor musun?” dedim. Gene çok sinirlendim ve küfürler etmeye baÅŸladım. Ama Ahmet dinlemiyordu, sadece gülümsüyordu. Bir süre sonra sustum. Nereye gittiÄŸimizi dahi bilmiyordum. O arabayı sürüyor, ben susuyordum.

Bir yamaca geldik. Önümüzde deniz vardı. İndim arabadan, biraz hava almak için. O da indi, yanıma gelip elimi tutarak, “Bak Günseli, senden çok hoÅŸlandım hep. Hep çok güzeldin, halen öylesin. Ama iÅŸ ayrı, aÅŸk ayrı. Senden aÅŸk istemiyorum. Sadece borcunu ödemenin yollarını sana sunuyorum. Hem böyle zararsız bir ÅŸeyden ne çıkar. Dul bir kadınsın. Her ÅŸekilde ihtiyacını gideririm. Kimsenin bilmeyeceÄŸini söylememe gerek bile yok aslında. Kabul et bence!” dedi. “Ne yani, beni kuma mı alacaksın?” dedim. “Hayır, sadece birlikte olmak istiyorum seninle!” dedi. “Peki, istediÄŸini yaparsam, borcum silinecek mi?” dedim. “Bak güzelim, borcun çok fazla. Benimle birkaç kere birlikte ol. Taksit taksit sileyim borcunu. Merak etme, bitince görüşmeyeceÄŸiz bile!” dediÄŸinde rahatlamıştım. Çaresiz kabul ettim. Tekrar arabaya bindik…

Arabada bana, “İlk taksidi bugün ödemek ister misin?” deyince, evde çocuklarımın olduÄŸunu söyleyip reddettim. Elini bacaklarıma attı, kot pantolonumun üstünden okÅŸamaya baÅŸladı. EÅŸimden ayrıldığımdan beri ilk kez bir erkeÄŸin elleri üstümdeydi ve çok heyecanlanıyordum. Sessizce okÅŸamasını izliyordum. Elleri yavaşça kasık arama doÄŸru geldi ve oralarda gezmeye baÅŸladı. Ben sadece izliyordum onu. Elini iyice amcığıma doÄŸru getirip, “Sıcaklığını buradan hissediyorum. O da istiyor. ÖzlemiÅŸ belli ki…” dedi. Benim heyecanım artmaya baÅŸlamıştı.

“Bence ilk taksidini ÅŸimdi öde tatlım. Dayanamacağım çünkü!” deyince, tekrar evde çocukların olduÄŸunu, bugün olamayacağını söyledim. “Ozaman burda ufak bir baÅŸlangıç yapalım!” diyerek kemerini çözdü, boxerının içinden hafif kalkık yarağını çıkardı. Ne yapmamı istediÄŸini anlamıştım. Yavaşça eÄŸilip sikini aÄŸzıma aldım. Siki aÄŸzımla kavuÅŸunca, “Ohhh!” diye bir inledi, sonra etrafa baktı. Kimse yoktu bizden baÅŸka. İlk kez kocamınkinden baÅŸka bir siki aÄŸzıma alıyordum. Kocamınkinden daha kısa olan bu sik, eninde sonunda içime girecekti, kaçışım yoktu. Hızlı hızlı emmeye baÅŸladım. Ahmet iyice kaykıldı ve külodunu indirerek kıllı sikini açığa kavuÅŸturdu. Emmelerim artmıştı. Åžimdi sikin tamamı aÄŸzımda, dil darbeleriyle yalanıyor ve Ahmet gözlerini kaydırıyordu. Ahmetin elleri kafamda, saçlarımla oynuyor, ben ise sikini yalıyordum. Yavaşça taÅŸaklarına doÄŸru indim. Keskin bir ter kokusu geliyordu, kıllı siki diÅŸlerime deÄŸiyordu. İyice yalamaya devam ettim. Kafamı hiç kaldırmadan, elimden gelen en iyi ÅŸekilde yalıyordum sikini.

Bir arabanın sesini duyunca düzeldim. Ahmet te hemen kontak çevirip, arabayı sürmeye baÅŸladı. Ordan biraz uzaklaÅŸtık ve hemen ensemden bastırıp sikini aÄŸzıma verdi yine. Sikinin kafasını yalıyordum, çabucak boÅŸalması için. Dilimi ucuna deÄŸdirip, yalamaya baÅŸlayınca, Ahmet hırlayarak tüm döllerini aÄŸzıma bıraktı. BoÅŸaldıkça boÅŸalıyor, boÅŸalırken de anırıyordu. Dölleri aÄŸzımın kenarından akıyordu, onları toplayıp, kapıyı açıp tükürdüm. Ahmet sikini sıvazlıyor, “MüthiÅŸsin, harikasın, ohhh!” diye inliyordu resmen. Siki de inmiÅŸ, artık külodundaki yerini almıştı. AÄŸzımdaki döllerin hepsi çıkmamıştı, halen vıcık vıcık birÅŸeyler vardı diÅŸlerimde. Onları da çaresiz yuttum.

Aslında döl yutmayı severim. Ama o an Ahmet’e bir orospu olarak görünmemek için iÄŸrenmiÅŸ gibi yaptım. Ahme ise, “BebeÄŸim, bence bırak bu numaraları. Nasıl döl yuttuÄŸunu kocan anlatıyordu zaten!” dedi. “Benim hakkımda mı konuÅŸuyordunuz?” dedim. “Yoo, sadece senin hakkında deÄŸil. Erkek muhabbeti iÅŸte!” deyince rahatlamıştım. “Hadi, götür beni eve!” dedim. Ahmet arabayı çalıştırdı ve evime bıraktı. Eve girer girmez, hemen koÅŸup küloduma baktım. Gri külodumda lekeler kalmıştı, ıslanmıştım. Külodumu hemen kirliye atıp, duÅŸa girdim.

O kadar stres arasında, her zaman bakımlı olan ben, am kıllarımı ihmal etmiÅŸtim. Am kıllarım uzamıştı. Elime bir jilet alıp, traÅŸlamaya baÅŸladım amımı. Birkaç saat önce boÅŸalttığım yarak aklıma geliyordu. Acaba daha kaç kere boÅŸalacaktı o yarak? Kaç kere girecekti bana o yarak? Ahmet beni altında inletecek miydi? Bütün bu düşünceler, tanıdık bir sıcaklık yaymıştı kasıklarıma. Åžimdi, traÅŸ bıçağının sapı amımın içindeydi, sokup sokup çıkarıyordum. Kesik kesik inliyordum, Ahmet’in beni becerdiÄŸini düşünerek. Ve boÅŸalmıştım, kasılarak, inleyerek. Elimi arka deliÄŸime attım. Orası da kıllıydı. Jiletle aldım ordaki kıllarımı da. Bacaklarım, deliklerim, her yerim kılsızdı ÅŸimdi. İster istemez, kendimi Ahmet’e hazırlıyordum. UnuttuÄŸum bir his tekrar canlanıyordu içimde ve bu beni fazlaca heyecanlandırıyordu.

Resmen unutmuÅŸum kadınlığımı. Bazen çok azdığım zamanlarda yaptığım gibi, bir cinsel sohbet sitesine girdim. Evli olmayan birini bulup, Webcamda seks yaptım. KonuÅŸtuÄŸum adamın Webcamdak iri siki benim amıma doÄŸru boÅŸalıyordu. Ve artık kuduruyordum ben. Her deliÄŸimi parmaklıyordum, kocamın sikmekten zevk aldığı götümü bile. Ahmet’i istiyordum, ne kadar yanlış olsada, ne kadar iÄŸrenç olsada. ÖzlemiÅŸtim bir erkeÄŸin bana sahip olmasını. İnlemeyi, çığlık atmayı, ‘Sik beni kocacığım!’ diye bağırmayı. Åžimdi Webcamda tanımadığım bir erkeÄŸe, “Kocacığım!” diyordum, “Sikicim!” diyordum. O ise, “Orospum, kaltağım, yarak hastası fahiÅŸem!” diyordu ve bu kelimeler benim amımı dahada sulandırıyordu. Ahmet’le sikiÅŸecektim. Yaptığım orospuluk deÄŸilde neydi? Para karşılığı veriyordum kendimi ona, her ne kadar zorunda kalmış olsamda.

Ertesi gün Ahmet aradı. “Nasılsın canım?” deyince, kendimi ağırdan satıp, “İyiyim!” dedim. Onun nasıl olduÄŸunu sormadım bile. “Bugün müsait misin, gelebilirmiyim?” dedi. “Evet, gel…” dedim. Saat 17:00’ye kadar kimse yoktu evde, çocuklar okuldaydı. “Tamam, geliyorum hemen!” dedi. Seviniyordum, Ahmet geliyor diye, sikicim geliyor diye. Beni anırtaracak, ılık ılık dölleyecek olan sikicim geliyordu. Hamile kalmayım diye korunmaya bile baÅŸlamıştım. Bugün zevk alacaktım, ne olursa olsun. Ama saat 15:00 olmuÅŸtu, halen yoktu. 15:30, 16:00 derken, saat 16:15’te kapı çaldı. Ahmet gelmiÅŸti. Ama çocuklarımın gelmesine çok az kalmıştı. Ona, “Çok geç kaldın, çocuklarım gelecek, ÅŸimdi veremem, sikiÅŸemeyiz!” deyince, “BirÅŸey olmaz, onlar gelene kadar sikerim seni canım!” deyip, beni hemen mutfak masasına domalttı.

Ben böyle sikilmek istemiyordum ki. ÖzlediÄŸim o hissi bu ÅŸekilde yaÅŸamak istemiyordum ki. Ama Ahmet’in umrunda deÄŸildi. Yarım saate kadar kızım gelecekti ve ben mutfak masasında domaltılmış, gri eÅŸofman altım çıkarılmış, külodumla sikilmeyi bekliyordum. Öylece duruyordum, kollarımı uzatıp masanın diÄŸer kenarından güç alıyordum. Perde açıktı, karşıdan biri görse ne derdim bilmiyordum. Ahmet’in aklına geldi bu, gitti kapattı geÅŸdi ve “Hazır mısın aÅŸkım?” dedi. “Hı hı!” dedim. Ve külodumda inmiÅŸti. Åžimdi, yeni kıllarını aldığım göt deliÄŸim ve alttan amımın deliÄŸi karşısındaydı. Ben halen masanın kenarına tutunuyor ve içime girmesini bekliyordum. Büyük hayal kırıklığı içindeydim.

Ve sessizliÄŸi Ahmet’in fermuarının açılış sesi bozdu. Fermuarı açıldı, külottan yarağını çıkardı ve bir hamlede amıma soktu. İçime girince, “Ihhh!” diye bir inleme çıktı benden. “ÖzlemiÅŸmisin yarak yemeyi kaltak!” deyince, “Sik ve git!” dedim. Çok üzülmüştüm, resmen kullanılıyordum. Oysa hayallerim çok daha farklıydı ki benim. Ahmet’in orospusu olmaya, yarağını yemeye hazırlanan ben, sanki bir paralı orospu gibi, E5 orospusu gibi hızlıca sikiliyordum. Ama yinede zevk alıyordum. Uzun zamandır yarak girmemiÅŸ olan amım kasılıyor, sularım bacaklarımdan aÅŸağı doÄŸru akıyordu. Ahmet ise küfürleriyle acele acele sikiyordu beni. Kısık inlemelerim sessizliÄŸi bozuyordu. Hayatımda ilk kez bu kadar hızlı sikiliyordum.

Åžimdi zevkten bağırıyordum. Ama bu zevk, yaklaşık 5 dakika sonra bitti. 5 dakika sonra, amım ılık ılık dölleniyordu. Ve Ahmet gene, “Orospu Günseli! Kaltak Günseli!” diye anırıyor ve boÅŸalmasına devam ediyordu. BoÅŸalması bitince içimden çıktı. Ben donup kalmıştım. NolmuÅŸtu ya? SikilmiÅŸ miydim ben ÅŸimdi? Resmen donmuÅŸtum. Gözüm masanın üstünde duran selpaÄŸa gidiyor, (Al Günseli, sil bunla amını!) diyen beynime vücudum karşı koyuyordu. Ahmet ise inlemesi bitince külodunu çekti, pantolonunu giydi, ve kapıyı çektiÄŸi gibi gitti. O anki sessizlik beni resmen korkutmuÅŸtu. Öylece duruyordum, amımın deliÄŸi açık, Bilinçaltımda sanki girecek yarağı bekliyordum. Ama yoktu. 5-6 dakika kaldım öyle, düşündüm. Halen döller sızıyordu bacaklarımdan.

Düşünüyordum, neydim ben, kimdim ben? Resmen bir orospuydum ve orospu muamelesi görüyordum. Salak Günseli! Gerizekalı Günseli! Bok mu vardı kafe açacak? Bok mu vardı o piçten borç alacak? Adam resmen 31 çekmek yerine gelip beni sikip gitmişti. Belki 31 çekmesi bile daha uzun sürüyordu. Ben şu ana kadar her yaptığım sekste deliler gibi boşalırken, 40 yaşımda ilk kez böyle aşağılayacı bir muameleye maruz kalıyordum. En azından zevk alsaydım ya! Bir kez boşaltsaydı beni ya! Ben çirkin bir kadın değildim ki! Borç içinde olmam, neden aşağılanma sebebim oluyordu?

Ahmet’in döllerini aÄŸlaya aÄŸlaya sildim selpakla amcığımdan, sonra da çektim külodumu. Halen ıslaklık geliyordu. EÅŸofmanımı çektim, halen aÄŸlıyordum. Banyoya gidip, elimi yüzümü yıkadım. O sırada çocuklar gelmiÅŸti eve. Onlara biraz rahatsız olduÄŸumu söyleyip, odamdan çıkmadım…