Sex Hikayeleri

9 ay önce - Admin Ekledi - 5973 Kez Okundu

Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu

Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu

Merhaba, adım Marziye. 37 yaşında 3 kız çocuk annesiyim. DoÄŸup büyüdüğüm Türkiye’den genç yaşımda Almanya’ya gelin gelmiÅŸtim. Kocam halamın oÄŸluydu, Almanya’da doÄŸup büyümüştü. Bir türlü alışıp sevemedim Almanya’yı, uyum saÄŸlayamadım. Bu da evliliÄŸimde gerginliklere sebep oluyordu. İlk zamanlar birkaç ayda bir Türkiye’ye gidip annemi babamı görüyordum ama peÅŸ peÅŸe üç çocuk doÄŸurduktan sonra bu durum da ortadan kalktı. Kocamın ve ailesinin baskıları sürerken iÅŸin içine dayak da girmiÅŸti. Birkaç günde bir sudan bahanelerle tokatlar suratımda patlıyordu.

Kaynanamlarla aynı binada altlı üstlü oturuyorduk. Almanca bilmiyordum, kendi başıma sokaÄŸa çıkmama bile izin vermiyorlardı. GidebileceÄŸim hiçbir yer yoktu. Büyük bir baskı altındaydım. Sadece çocuklarım beni hayata baÄŸlıyordu. BoÅŸanmak yapabileceÄŸim bir ÅŸey deÄŸildi. Zaten inancımız ve töremiz gereÄŸi gelinin ancak cenazesi baba evine dönerdi. BoÅŸanıp Türkiye’ye dönsem kimse yüzüme bakmaz, bir tas su, bir dilim ekmek vermezdi.

Tesettürlü, dini bütün bir kadındım ama kocam sürekli içki içen zaman zaman da uyuÅŸturucu maddeler kullanan biriydi. Dışarda içtiÄŸi yetmiyormuÅŸ gibi bir de evde içer, cebinden çıkardığı hapları atardı aÄŸzına. Kızlarımı yatırdıktan sonra beni zorla yanına oturtup içki içmeye zorlardı. Dudaklarımı sımsıkı kapatıp itiraz ettiÄŸimdeyse suratıma sert tokatlar atardı. Kaynanama ve kayınbabama bu durumu anlattığımda, “Sen de azıcık kadın ol da kocanı eve baÄŸla, bize de böyle ÅŸikayetlerle gelme!” derlerdi. Çocuklarının ne olduÄŸunu çok iyi bildikleri halde kazancı iyi olduÄŸu için ses etmezlerdi.

Sadece içki ve uyuÅŸturucu deÄŸildi problemim. Yatakta da problemler vardı. Kocam başından beri götten iliÅŸkide bulunmak istiyordu benimle. Birkaç sefer götten zorla yapmaya kalktığında kaçıp elinden kurtulmuÅŸ, kendimi banyoya kilitlemiÅŸtim. Utana sıkıla kaynanama bu durumu anlattığımda, “Sen de ver götten, ne diye itiraz ediyorsun. Köydeki anan bile veriyor götten. Götün çok mu deÄŸerli senin, elmas mı saklıyorsun orada!” diye bana çıkışmıştı. Üstelik hiç utanmadan kendisinin kocasına götten verdiÄŸini söylemiÅŸti.

Evlilik içi tecavüzlerse rutin bir olaydı. İstemediÄŸim, hasta ve adetli olduÄŸum zamanlarda bile zorla sahip oluyordu bana. Birkaç sefer büyük kızıma yakalanmıştık. Gözleri önünde babasının tecavüzüne uÄŸramıştım. Ama güçlü direnmelerim sayesinde onca yıl götten iliÅŸkiye girememiÅŸti. Kayınbabamın sarkıntılıkları ise söylemeye utandığım baÅŸka bir olaydı. Kaynanamın evde olmadığı zamanlarda beni sıkıştırıp oramı buramı elliyordu. Birkaç sefer banyo yaparken yanlışlıkla (!) içeri girmiÅŸti. Kaynanamın Türkiye’ye gittiÄŸi ve hasta olduÄŸu bir dönemde ise kendisini yıkamamı istemiÅŸti. Kocama bunu yapmak istemediÄŸimi söylediÄŸimdeyse, “O senin baban, ne demek ben onu yıkamam!” demiÅŸti öfkeyle. Zorla beni banyoya sokup kayınbabamın çıplak vücuduna dokunmamı, onu sabunlayıp yıkamamı sırıta sırıta izlemiÅŸti. Öz babasının sikine dokunmama ses çıkartmamıştı…

Yıllar bu ÅŸekilde gelip geçerken kızlarım büyüdü. En büyüğü Hande, 18 yaşına gelmiÅŸti. Liseye gidiyordu. Benimle hiç ilgisi olmayan güzel ve şık giyinmeyi seven, makyaj yapan genç bir kızdı. DoÄŸal olarak erkek arkadaÅŸları da oluyordu. O nedenle anlaÅŸamıyorduk birbirimizle. Benden çok babasına baÄŸlıydı. Telefon sürekli elindeydi. Almanca doÄŸru düzgün bilmediÄŸim için telefonda ne konuÅŸtuÄŸunu anlayamıyordum, ama ortanca kızım ablasının ahlaksız konuÅŸmalar yaptığını söylüyordu. Ben ablasıyla iyi geçinemediÄŸi için iftira attığını düşünüyordum, ama bir gün telefonunda gördüklerim karşısında doÄŸru söylediÄŸini anladım…

Hande banyo yapıyordu, telefonu yatağının üstündeydi. Telefonuna peş peşe Whatsapp mesajları gelmeye başladı. Merak edip telefonu aldım elime. Bir adamın sikinin resimleriydi gelenler. Kızım da ona kendi çırılçıplak resimlerini çekip atmıştı üstelik. Almanca konuşmalar yapmışlardı. O an elim ayağım titremeye başladı. Banyoya girip saçlarına yapıştım. Kendimi kaybetmişçesine vuruyordum. Diğer kızlarım ablalarını elimden çekip alana kadar dövdüm. Ağzı yüzü kan içinde kalmıştı. Kaynanam ve kayınbabam koşup geldiler. Ama onlara neden dövdüğümü söyleyemezdim. Benimkinden daha beter döverlerdi çünkü. Tartıştığımızı, bana küfür ettiğini, dayanamayıp dövdüğümü söylediğimde inandılar.

AkÅŸam kocam geldiÄŸinde de aynısını söyledim. Ama olayın gerçek sebebini bilmediÄŸinden, “Sen benim kızıma nasıl vurursun!” diyerek beni dövdü, kızıma attığım dayağın bir benzerini ben yedim. Ama artık alışmıştım dayaklara, o nedenle umursamadım. Hande’ye telefonundaki resimleri silmesini, o adamla bir daha görüşmemesini, öbür türlü babasına gerçeÄŸi anlatacağımı söyledim.

DediÄŸimi yaptı, ama birkaç hafta sonra yüzünden düşen bin parça halde yanıma geldi. Adamın kendisiyle birlikte olmak istediÄŸini, itiraz ederse çıplak resimlerini internete koymakla ve babasına göndermekle tehdit ettiÄŸini söylediÄŸinde başımdan aÅŸağı kaynar sular döküldü. “Kızım sen silmedin mi o resimleri?” dediÄŸimde, “Anne ben sildim, ama onun telefonunda duruyor sonuçta!” dedi aÄŸlayarak.

Teknoloji konusunda iyi deÄŸildim. Kızım resimleri silince her ÅŸeyin bittiÄŸini düşünmüştüm. Gene saçlarına asılıp dövmek istedim, ama dövsem de bir faydası yoktu artık. Kızım aÄŸlayıp ayaklarıma kapanarak, “Anne ne olur babama söyleme, ne olur, kimse duymasın anne, ne olur!” diyordu. Adamın adının Günter olduÄŸunu, Alman bir arkadaşı vasıtasıyla tanıştığını söyledi. Günter denilen adam kızımla birlikte olmak istiyordu. Aksi halde resimleri internete koyup kocama gönderecekti. Bir ÅŸeyler yapmak lazımdı. Alman polisine gidemezdim. Olay açığa çıkar, belki de kızım aile içi cinayete kurban giderdi. Bu iÅŸi sessiz sedasız çözmek gerekiyordu. Kocamın ve ailesinin haberi olmamalıydı. Bunu yapacak olan da bendim.

Maksadım kocamdan habersiz biriktirdiÄŸim birkaç yüz Euro’yu adama verip olayı kapatmaktı. Kızıma, “Günter’le buluÅŸmak istediÄŸini söyle, beraber buluÅŸup konuÅŸalım!” dediÄŸimde, “Tamam anne!” dedi. Hemen yanımda aradı adamı. Almanca konuÅŸuyorlardı, konuÅŸma hararetli bir hal aldığında, “Kızım ne oldu, ne diyor bu adam?” diye sordum. “Ben kafede buluÅŸalım diyorum, ama o itiraz edip evine gitmemizi istiyor!” dedi. İstemeye istemeye, “Tamam, ama yanımda annem de olacak de!” dedim. Hande dediklerimi söyledikten sonra, “Kabul etmiyor!” deyince, “Ne demek kabul etmiyor?” dedim sinirle. “Ya sadece sen gel, ya da annen gelsin tek başına. İkiniz birden gelmeyin diyor!” dediÄŸinde öfkeden kendimi parçalayacak hale gelmiÅŸtim, ama artık dönüşü olmayan bir yola girmiÅŸtim.

Kızımı tek başına o adamın evine gönderemezdim. “Tamam, annem gelecek seninle konuÅŸmaya de!” dediÄŸimde sözlerimi Almancaya çevirdi. Sonra da, “Tamam kabul etti!” diyerek kapattı telefonu. “Peki, ben bu adamla nasıl anlaÅŸacağım kızım, benim Almancam az!” dediÄŸimde, Günter’in Türkçe bildiÄŸini, konuÅŸma konusunda sıkıntı yaÅŸamayacağımı söyledi Hande. “Türkçeyi nerden öğrenmiÅŸ bu kefere?” diye sorduÄŸumdaysa, “Anne Almanya’da kaç milyon Türk var. Hem Günter her yaz Türkiye’ye gidiyormuÅŸ tatil için, o ÅŸekilde öğrenmiÅŸ!” diye yanıt verdi.

Ertesi gün Hande ile beraber çıktık. Büyük ve eski bir binanın en üst katındaydı Günter’in dairesi. Ben binaya girerken Hande etraftaki kafelerden birinde oturup bekleyecekti beni. Asansör yukarı çıktıkça heyecanım da artıyor, kalp atışlarımın ÅŸiddeti çoÄŸalıyordu. Kızarmış, terlemiÅŸtim. Sonunda asansör durdu. Birkaç merdiven çıkıp kapısının önüne geldim, zile bastım. İçerden ayak sesleri gelirken elim ayağım titriyordu. Biraz sonra kapı açıldı. Sarışın, uzun boylu, benim yaÅŸlarımda, atletik vücutlu bir adam kapıdaydı.

Almanca hoÅŸ geldiniz deyince içeri geçtim. Adam bana elini uzatınca ters ters baktım ve elimi uzatmadım. O da neden uzatmadığımı anlamış gibi çekti elini hemen. KoltuÄŸa oturmamı istedi, kendisi de karşıma oturdu. Günter Hande’nin dediÄŸi gibi Türkçe biliyordu. “Benim çok Türk arkadaÅŸ var, ben tatillerde hep giderim Türkiye’ye. Ben çok seviyor orayı!” dediÄŸinde, “Sen bırak ÅŸimdi bunları. Benim kızımdan ne istiyorsun? Utanmıyor musun o yaÅŸta kıza sarkıntılık etmeyi? Suç iÅŸlediÄŸini bilmiyor musun? Ayıp deÄŸil mi?” deÄŸimde, “Oo, oo, bi dakka, bi dakka. Hande 18 yaşında. Artık yetiÅŸkin bir kadın. Sen karışamazsın ona!” diyerek karşılık verdi.

“Bana bak, ben onun annesiyim. Öyle bir karışırım ki, aklın çıkar yerinden. O resimleri hemen sileceksin!” dedikten sonra da çantamı açıp 500 Euro çıkardım. “Al bak, bu parayı al, kızımı rahat bırak tamam mı? Sil o resimleri ÅŸimdi!” dediÄŸimde, “Oo, siz beni yanlış anladınız, ben para istemiyorum, benim param var!” dedi gülerek. “Bak Günter misin nesin, al ÅŸu parayı da konu kapansın. Kızımı rahat bırak, o resimleri sil, bundan sonra birbirimizi görmeyelim. Tamam mı? EÄŸer kocama söylersem seni öldürür. Ben bunu istemediÄŸim için kendim geldim. Al ÅŸu parayı, sil o resimleri. Kendi yolumuza gidelim!” dediÄŸimde sırıtarak geriye yaslandı.

Günter, “Sen Türk deÄŸil misin? Sen kocana söyleyemezsin. Bana yalan söyleme, beni kandıramazsın. Ben para istemiyorum. Ben Hande’yi istiyorum!” dediÄŸinde kan beynime sıçradı. Hiç yapmadığım halde küfür ettim, “Bana bak orospu çocuÄŸu, al ÅŸu parayı insan gibi sil o resimleri. Kızım çocukluk edip yapmış bir hata, ama daha fazla uzatma artık. Al ÅŸu parayı, sil resimleri!” diyerek paraları suratına fırlattım.

Günter gülerek paraları yerden aldı ve önümdeki sehpanın üstüne koydu. “Sen çok sinirlisin, ama sana yakışıyor, sen çok güzel kadınsın!” deyince bir an üstüne atılmak istedim. “Bak, insan gibi söylüyorum. Bizi rahat bırak. Kocama söylersem seni öldürür. Al bu parayı, rahat bırak bizi. Bu iÅŸi aramızda çözelim. Uzatma artık. İnsan gibi söylüyorum sana. AnlaÅŸalım, tamam mı, al ÅŸu parayı!” diyerek paraları ona doÄŸru ittim. Hatta 200 Euro daha çıkarıp onu da koydum.

Günter, “Ben baÅŸka bir ÅŸey demiyorum ki, ben de anlaÅŸmak istiyorum. Ama ben para istemiyorum, ben sana söyledim. Hande yetiÅŸkin biri artık. Polise gitsen de bir ÅŸey yapamaz. Sen suçlu olursun. Kocan da bir ÅŸey yapamaz. Burası Almanya Türkiye deÄŸil” dedi sırıtarak. Öfkem gittikçe artarken aynı sözleri bir kez daha ama bu kez daha yumuÅŸak bir tonda söyledim. Tatlı dil yılanı deliÄŸinden çıkarır hesabı ben de Günter’i ikna edebileceÄŸimi düşünüyordum. Ancak Günter pis pis sırıtıp duruyordu ben konuÅŸurken. Yine de sözlerimi sessizce dinledi.

KonuÅŸmam biterken, Günter, “Ben Hande ile olmak istiyordum, ama artık vazgeçtim!” dediÄŸinde büyük bir neÅŸe kapladı içimi. Ama hemen sonra, “Ben seni istiyorum!” deyince deliye döndüm. “Senin kulakların duyuyor mu ne dediÄŸini!” diye bağırdığımda, gülerek iki kulağını tutup salladı. “Duyuyor, ikisi de saÄŸlam!” dedi pis bir gülüşle. Åžoka uÄŸramıştım. Başımdan aÅŸağı kaynar sular dökülmüştü. Åžok içindeydim. Küfürler ettim, ama ettiÄŸim küfürler Günter’e hiç tesir etmedi.

Günter, “Ben teklifimi yaptım. Sen benimle olursan sizi rahat bırakırım. Bir daha da görmem. Ama yok dersen, itiraz edersen sen bilirsin. Hemen ÅŸimdi koyarım internete, üstüne de yazarım Almanyalı Türk Hande diye. Bütün akrabaların görür. Kocanın çalıştığı iÅŸyerine gider orada herkese gösteririm!” dedi iÄŸrenç bir gülme eÅŸliÄŸinde. Elindeki telefonu tutmuÅŸ bana gösteriyordu bu sırada. Ekranında kızımın çıplak resimleri vardı. Yerimden fırlayıp telefonu elinden almaya çalıştım, ama kolumu havada yakalayıp büyük bir güçle beni koltuÄŸa geri fırlattı.

Sırıta sırıta gülüp telefonu sallayıp kızımın resimlerini göstermeye devam ediyordu. Kapana kısılmış bir fare gibiydim. Kızımın istikbali vereceğim karara bağlıydı. Beynimin içi boşalmıştı sanki. Hiçbir şey düşünemiyordum. Elim ayağım buz kesmişti. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Kızımın cahillikle yaptığı hatanın bedelini ödemem isteniyordu. Belki de bu kaderime yazılmıştı, kadere iman etmiş biriydim. Başka türlüsünü düşünemezdim.

Dakikalar sonra gözyaÅŸlarımı silip, “Tamam, ama sileceksin resimleri, bir daha da bizi rahatsız etmeyeceksin!” dedim. Günter, “Tamam, söz veriyor ben, dediÄŸimi yapacağım. Ama sen de yapacaksın. Ben çok seviyor senin gibi kapalı Türk kadınları. Çok merak ediyor, siz çok güzel oluyorsunuz!” dedi acı veren gülmesi eÅŸliÄŸinde. Göğsüm kalkıp iniyordu ÅŸiddetle. “Bu aramazda kalacak, kimseye söylemeyeceksin. EÄŸer öyle bir ÅŸey olursa seni bıçakla delik deÅŸik ederim!” dediÄŸimde, “Ooo, sen çok öfkeli ama öyle daha güzel. Çok güzel kadınsın sen, kocan çok ÅŸanslı. Ama korkmana gerek yok, ben kimseye söylemem. Kimse bilmez, söz veriyorum sana!” dedi yüzüne ve sesine ciddi bir ifade vermeye çalışarak.

Derken Günter pantolonunun kemerini ve fermuarını indirdi. Pantolonu ayaklarına inerken, “Sen manyak mısın be, ne yapıyorsun?” dedim, ama Günter hiç oralı olmadan baksırını da sıyırdı aÅŸağı. Kasıklarına inen kalın ve sünnetsiz siki karşımdaydı. TaÅŸakları ve kasıkları sarı kıllarla doluydu. Öfke, utanç, korku her türlü pis ve aÅŸağılık duygular kaplamıştı içimi. Hande’nin telefonunda resimlerini gördüğüm ÅŸey ÅŸimdi kanlı canlı karşımdaydı. “Sen ne pis adamsın, yatak odası yok mu bu evde?” dediÄŸimde, “Yok, benim ev küçük, ben bu koltukta yatıyorum!” dedi sikini sallayarak.

Çatı katı olduÄŸundan pencerelerden karşıdaki evler görünmüyordu, sadece bulutlu gökyüzü görünüyordu, ama hep gece vakti iliÅŸkiye giren beni fazlasıyla germiÅŸti bu durum. Üstümde halen kıyafetlerim vardı. AyaÄŸa kalkıp pardesümü çıkartmak istediÄŸimde, “Nein, çıkartma, böyle daha güzel, daha seksi oluyorsun!” dedi Günter. KoltuÄŸa oturdum yeniden. Günter önüme gelip sikini salladı tekrar. Kalın, sünnetsiz siki sosise benziyordu. Kafasındaki derisi bir ileri bir geri gidiyor, ucundaki delik bir görünüp bir kayboluyordu.

Yavaşça aÄŸzımı açınca ucundan tuttuÄŸu sikini soktu aÄŸzıma. Hayatımda kocamın ve kayınbabamın sikinden sonra baÅŸka bir erkeÄŸin siki temas ediyordu vücuduma. Acemisi olduÄŸum bir ÅŸeydi bu. Kocamla 19 yıllık evliliÄŸimizde çok yaptığımız bir ÅŸey deÄŸildi. Daha doÄŸrusu o istese de ben itiraz edip yapmıyordum. Pek zevk almıyordum çünkü. Kocamın sünnetli kısa kalın sikine göre Günter’inki daha uzun ve kalındı. Dudaklarımın arasında sikinin ileri geri hareketlerini hissediyordum.

DiÅŸlerim sikinin kafasına deÄŸiyordu, diÅŸlerimle aÄŸzımın içine daha fazla girmesine izin vermiyordum, ama Günter, “AÄŸzını aç, diÅŸlerini aç!” diye söylenince dediÄŸini yaptım. Araladığım diÅŸlerimin arasından ılık, kalın bir sosis içeri doÄŸru kaymaya baÅŸladı. Dilimi saÄŸa sola oynatıp kurtarmaya çalışıyordum, ama Günter’in kalın siki aÄŸzımı dolduruyordu. Dilimi oynatabileceÄŸim bir alan bırakmıyordu.

Başımda mavi ve siyah desenli ipek türbanım vardı. Renkli, büyük baÅŸlı toplu iÄŸnelerle saçıma sabitlemiÅŸtim. Günter’in siki gibi kalın parmaklarının başımın üzerinde gezindiÄŸini hissediyordum. Gözlerimi kapadım, daha fazla açık kalmasına dayanamadım çünkü. Kalın sike tutunmuÅŸ sarı kıllar aÄŸzıma, dudaklarıma batmaya baÅŸladığındaysa açtım gözlerimi. Kocamınki gibi sikinin gövdesi temiz deÄŸildi. Kıllar ortasından baÅŸlıyor, köküne doÄŸru daha sıklaşıp uzuyordu. Kılların kalınlığı da artıyor gibiydi. AÄŸzımda gidip gelen sikinin uzunluÄŸu ve kalınlığı çoÄŸalıyordu. AÄŸzımın derinliklerine doÄŸru bastırıyor, parmaklarıyla yanaklarıma dokunup okÅŸuyordu. Nazik ve acelesi olmadan yapıyordu bu iÅŸi. Oysa kocam hızlı ve hoyratça yapardı. İstemememin bir sebebi de bu hoyratlığıydı.

Günter sallanmaya baÅŸlamıştı. Siki aÄŸzımda ileri geri gidip geliyordu. İyice ÅŸiÅŸen ve sarı kıllarla kaplı kırmızıya çalan taÅŸakları top gibi sallanıyordu. Türbanım üzerinden başımı okÅŸuyordu durmadan. Ellerim dizlerimin üstünde duruyordum, ama bu halim Günter’in hoÅŸuna gitmemiÅŸti. Sikini aÄŸzımdan çıkarıp, “Böyle soÄŸuk durma, sen de katıl, zevk almaya bak. Kimse yok burada, bizi kimse görmez, korkmana gerek yok!” dedi sırıtarak.

“Saçma sapan konuÅŸma, ne yapacaksan yap!” diyerek itirazda bulunduÄŸumda birden surat ifadesi deÄŸiÅŸip çenemi sıktı sıkıca. “Beni memnun et, yoksa resimleri herkes görür. Böyle durma, hareket et, bana katıl. Beni memnun et!” diyerek geriye itti. Sırtım koltuÄŸun sırtına çarparken, “Yala benim penisi, dilini çıkar yala!” dedi kalkık sikini sallayarak.

DoÄŸrulduktan sonra saÄŸ elimle sikini tuttum. Başımı kaldırıp yüzüne bakmadan sıvazlamaya baÅŸladım. Siki parmaklarımın arasında hareket eden canlı bir varlıktı sanki bir yılan gibi oynuyordu. “Dilini çıkar dışarı, öyle yap!” diye direktifte bulununca dilimi uzattım. Sikinin kafasına dilim deÄŸerken Günter Almanca anlayamadığım bir ÅŸeyler söyledi. Keyif almıştı belli ki. Dilimle sikin kafasına dokunup ufak bir dondurmayı yalıyormuÅŸum gibi yapıyordum. SaÄŸ elimleyse kökünden tutmaya devam ediyordum, bir ara elim taÅŸaklarına çarptı bu sırada. SertleÅŸmiÅŸ ve ÅŸiÅŸmiÅŸ taÅŸağı büyükçe bir yumurta gibiydi.

Siki zaman ilerledikçe sertleşip kalınlaşıyordu. Tek elimle zapt edemez hale geldiğimde sol elimi de kullanmaya başladım. İki elimle kontrol etmeye çalışıyordum sikini. Dilimle kafasını yalarken Günter başımı ve yanaklarımı okşamaya devam ediyordu yine. Sikin kafasındaki alınmamış deriyi geriye sıyırdım, bir sosis gibi yuvarlak başını dillerken anlayamadığım bir nedenle emmeye başladım. Neden yaptığımı çözemedim, ama siki dondurma reklamlarındaki kadınlar gibi emiyordum.

Günter bu hareketimden çok zevk aldığını Almanca, “Jaaa, schön, gut, gut!” diye diye söylenerek gösterdi. Sikin kafasını emdikçe aÄŸzıma daha çok girmeye baÅŸlamıştı. Günter sikini aÄŸzıma itelerken bir yandan da ben biraz daha ileri kayarak aÄŸzıma daha çok alır olmuÅŸtum. Pembe dudaklarımın arasından ıslak ve sıcak ağız boÅŸluÄŸuma sikinin girmesine müsaade ediyordum. AÄŸzımda biriken tükürüğüm dudaklarımı ve çenemi ıslatıyordu. Kocaman sik aÄŸzımı doldurmuÅŸ onu yutmama engel oluyordu. Sikinin kafası aÄŸzımın içinde saÄŸa sola oynuyordu durmadan.

Nerdeyse yarısı belki daha fazlası aÄŸzımdaydı. Burun deliklerim kocaman olmuÅŸlar, ihtiyacım olan havayı alabilmek için büyümüşlerdi. Bu esnada gözlerimi kaldırıp Günter’e baktım. Çok keyif aldığı, memnun olduÄŸu yüzünün ÅŸeklinden belli oluyordu. Sallanan ÅŸiÅŸkin taÅŸakları ellerime deÄŸiyordu. Köydeki ineklerin sütle dolan memeleri gibi olmuÅŸlardı. SaÄŸ elimle siki kontrol etmeye çalışırken sol elimle de taÅŸaklarını tutmaya baÅŸladığımda, Günter kahkaha atarak, “Jaaa, gut, gut! “Sen de sevdin, sen çok özel bir kadın!” dedi koca aÄŸzını yaya yaya.

TaÅŸaklarını tutup sıkıyor, aÅŸağı çekiyordum. Kıllı taÅŸakları tek elimle tutamayacağım kadar büyümüştü. SaÄŸ elimle de tutup çekmeye, sıkmaya baÅŸladım. Siki tek başına kalmış, sadece aÄŸzımla kontrol eder hale gelmiÅŸtim. Kocaman açtığım gözlerim Günter’in üzerindeydi. Başımı ileri geri oynatmaya baÅŸlayıp sikini emiyor, ara ara da ısırıyordum. Kalın bir sosis aÄŸzımın içinde gidip geliyordu hiç durmadan. Sikinin kalın gövdesindeki çalı dikeni gibi sarı kıllar narin dudaklarıma batıyordu. Etek tıraşı nedir bilmiyordu Günter, temizlik konusunda sınıfta kalmıştı.

Artık nefes alamayacak duruma geldiÄŸimde kendimi geriye çektim. Sik aÄŸzımdan çıkarken o kadar ÅŸeyi nasıl aÄŸzıma aldığıma hayret ettim. Çenemdeki, dudaklarımdaki tükürüğümü sildim ellerimle. Günter sırıtarak, “Sen harika bir kadın, muhteÅŸem!” dedi yanaklarımı okÅŸayıp. Ardından beni ellerimden tutup kaldırdı. Boyu 1,90 vardı, bense 1,72 boyundaydım. Ayağımda kalın yüksek topuklu siyah ayakkabılarım vardı. Gene de benden uzun kalıyordu. Oysa normal boyumla bile kocamdan birkaç santim uzundum, hele ayağımda topuklular varken bu fark daha da artıyordu. Bazen kocamın benden kısa olmasının bana baskı yapmasına sebep olduÄŸunu düşünürdüm.

Günter güçlü elleriyle belimden kavrayıp beni kendine çekerken, “Ne yapıyorsun?” dedim tepki göstererek. “Nein, konuÅŸmak yok!” dedi mavi gözlerini açarak. Ardındansa aÄŸzını kocaman açtı ve ne olduÄŸunu anlayamadan aÄŸzıma yapıştırdı. Kendimi geriye itmeye çalıştım, ama yapamıyordum. İki eliyle sıkı sıkı tutuyordu beni. AÄŸzıyla emiyordu aÄŸzımı. Bütün hayat enerjimi emmeye çalışıyordu sanki. Kalın kırmızı dudakları kaplamıştı aÄŸzımı. Uzun dilini aÄŸzımın içinde hissettiÄŸimdeyse garip bir duygu kapladı her yanımı. Ne olduÄŸunu tam anlayamadığım, ama nefsimin, içimdeki ÅŸeytanın uyanmasına neden olan bir ÅŸeydi bu yaptığı.

HoÅŸuma gitmiÅŸti. Evet, hoÅŸuma gitmiÅŸti. Yıllardır küllenmiÅŸ kadınlık duygularım Günter’in öpmesi ile uyanıvermiÅŸti. Kocam beni bir kadın deÄŸil, ÅŸiÅŸme bir bebek gibi görüyordu. Üzerime çıkıp iÅŸini görüyor, sonra da yatıyordu. Cinsellikten benim de zevk almam umurunda deÄŸildi. Yıllardır iliÅŸkiye zorlamaları, tecavüzleri kadınlığımı öldürmüştü. Ama aslında ölmemiÅŸti kadınlığım, küllenmiÅŸti. Yeni farkına varıyordum. O küllerin altında yanan bir köz vardı halen. Günter’in küçük bir üflemesi ile küller dağılmış ve köz açığa çıkmıştı. Åžimdi yavaÅŸ yavaÅŸ yanmaya baÅŸlamıştı. Bu ateÅŸ her yanımı sarıyordu. Vücudum titremeye baÅŸlamış, serin bahar günü terlememe sebep olmuÅŸtu.

Kocamın yaklaşımı haricinde cinselliği inancım gereği neslin devamı için yapılan bir eylem olarak görmüştüm. Küçük yaşlarımdan beri bana öğretilen bu olmuştu. Kadın şeytandır, cennetten de bir kadın yüzünden kovulduk diye diye kafama sokulmuştu düşünceler. Ama aslında yanlış olduğunu ateş vücudumu sararken anlıyordum. Yada şeytan mı aklımı ve bedenimi ele geçiriyordu?

Günter koca elleriyle bastırıyordu belimden. Dudaklarımı emiyor, dilimi çekmeye adeta yutmaya çalışıyordu. Televizyonda bir kadınla erkeÄŸin öpüşme sahnesi göründüğünde kanalı deÄŸiÅŸtiren ben, ÅŸimdi sünnetsiz bir Hristiyanla sarmaÅŸ dolaÅŸ öpüşüyordum. Günter’in altta halen dimdik duran ve sallanmakta olan siki ellerime deÄŸiyor, çarpıyordu. Günter’in vahÅŸi öpmesi sürerken önce sol elimi ardından saÄŸ elimi siki tutmuÅŸ üzerinde gidip gelirken hissettim. Kendi başıma yaptığım bir eylemdi bu. Günter’in kabaran erkekliÄŸi ile benim de kadınlığım bir denizin dalgaları gibi kabarmıştı. Sikini iki elimle tutmuÅŸ okÅŸuyor, koca aÄŸzıyla beni yutmasına izin veriyordum.

Sonunda Günter kendini geri çekti. “Sen çok güzel bir kadınsın, çok özelsin!” dedi gülerek. Yanaklarımı okÅŸadı. Sözleri karşısında göğsüm kabardı. Utandım, ama hoÅŸuma gitmiÅŸti. Kocamın yıllarca bana söylemediÄŸi bir ÅŸeydi bu dedikleri. Kocamdan iltifat duymak çöle kırmızı kar yaÄŸması gibi bir ÅŸeydi. Beni aÅŸağılayıp alay etmekti hep yaptığı. Makyaj yapmıyor, çenemdeki ve yanaklarımdaki tüyleri çok sık aldırmıyordum. KaÅŸlarımı aldırmak da sevdiÄŸim bir ÅŸey deÄŸildi. Ancak bir düğüne yada niÅŸana davetli olduÄŸumda kuaförün yolunu tutuyordum. Bu da kocamın hoÅŸuna gitmiyor, beni tersleyip azarlıyordu. Ama Günter’in karşısında yanaklarımda ve çenemde alınmamış uzamış siyah tüylü halimle duruyordum. Yüzümde bir gram makyaj yoktu. KaÅŸlarımı da epey zamandır aldırmamıştım. En doÄŸal halimle duruyordum. Buna raÄŸmen bana güzel bir kadın olduÄŸumu söylüyordu.

Bir süre yanaklarımı tutup gözlerini gözlerime dikti. Sanki gözlerimin içinde bir şey arıyordu. Gözlerimi kaçırmaya çalışıyordum, ama yapamıyordum. Daha doğrusu yapmak istemiyordum. Bu mavi gözlerde yıllardır özlemini çektiğim bir şeyler vardı. Beni içine çekiyordu. Şu an burada bulunmaktan dolayı itiraf etmekte zorlansam da memnundum. Kızımın başına gelen kötü olay kadınlığımın açığa çıkmasına vesile olmuştu.

Koltuğa oturmamı istedi, kendisi de yanıma oturdu. Sırtımı geriye yaslayıp dudaklarımı bu kez nazik bir şekilde öpmeye başladı. Bense sağ elimle kalkık sikini okşuyordum. Öpmelerine karşılık vermeye başlamıştım tüm acemiliğimle. Gözlerim kapalıydı. Elim sikinde, dudaklarım dudaklarındaydı. Kalın ve büyük elleri vücudum üzerinde gezinmeye başladığındaysa bir hoş oldum. Pardesümün üstünden memelerimi sıkıyor, kollarımı okşuyor, alta indirip kalçalarıma bastırıyordu. Az önce onun yaptığı şekilde kalın kırmızı dudaklarını emiyordum. Uzattığı diline dilimle karşılık veriyor, onu kendi ağzımla çekmeye çalışıyordum. Sağ elim sikinin üzerinde gidip geliyor, akıyordu. Sikinin kafası ıslanmıştı. Ağzımın ıslaklığından hariç meniye benzeyen bir sıvıydı bunun sebebi.

Derken kendini geri çekti. Sikini aÄŸzıma almamı istedi tekrar. Yavaşça eÄŸildim ve ÅŸiÅŸip kalınlaÅŸmış ten rengi sosisi aÄŸzıma aldım yeniden. Başımı kaldırıp indirerek yapıyordum. Sik aÄŸzımın içinde ilerleyip duruyor, kafasına dilimle ufak dokunuÅŸlar yapıyordum. Kıllı kasıklarının arasına sol elimi soktum, taÅŸaklarını avuçladım. Güçlü ve kalın kalçalarını elledim. Elimin altında Günter’in tenini, etini hissediyordum. O ise kendini geriye yaslamış ve başımı okÅŸamaya devam ediyordu. Ara sıra sırtıma kayıyordu eli.

Halen giyinik olmam onu mutlu ediyor gibiydi. Böyle bir şey hiç başıma gelmemişti. Tecavüzler haricinde kocamla cinsel ilişkilerimiz esnasında hep çırılçıplak olurduk. Mutfakta, salonda, yatak odasında hatta kızlarımın odasında bile tecavüze uğramıştım. Hepsinde de normal günlük kıyafetlerim vardı üzerimde. Kocam kendi anne babasının evinde, köyde annemlerin evinde bile tecavüz etmişti bana. Ama şimdi giyinik olsam da tecavüze uğramıyordum. Benimle sevişen bir erkek vardı yanımda.

Bu iÅŸe baÅŸlayalı ne kadar olmuÅŸtu bilmiyorum, ama geçen zamana raÄŸmen Günter’in siki sertliÄŸini koruyor, erkenden boÅŸalma sıkıntısı çekmiyordu. Oysa kocamın yatakta bile bir dakika sürmeden, sikini içime sokmadan boÅŸaldığı olurdu. Tecavüz ettiÄŸi zamanlardaysa külotuma, eteÄŸime, üstüme başıma boÅŸaldığı çok olmuÅŸtu.

Günter’in siki aÄŸzımı dolduruyor, ama halen dışarıda bir parçası kalıyordu. O kalan parçayı da alabilmek için aÄŸzımı daha çok açıyordum. Ama baÅŸaramıyordum. Bunu neden yapamadığımı anladığımda kalktım ayaÄŸa, Günter’in bacaklarının arasında eÄŸildim dizlerimin üzerine. Åžimdi daha rahat edebileceÄŸim bir ÅŸekle gelmiÅŸtim. Sallanan siki kavradım ve bakışları arasında yeniden aÄŸzıma soktum. Bu kez hiçbir parçası dışarıda kalmadan tamamen aÄŸzıma girmiÅŸti. Kıllı kasıklarına, taÅŸaklarına kadar almıştım aÄŸzıma. Günter’den gelen iniltiler ve aralarda anlamadığım Almanca sözler arasında gırtlağıma kadar almıştım haÅŸmetli siki.

Yavaşça kaldırdım başımı. Sik aÄŸzımdan çıkar çıkmaz saÄŸa sola oynadı tıpkı bir hacıyatmaz gibi. İşaret ederek bacaklarını ayırmasını istedim. Kıllı kasıklarını, ÅŸiÅŸkin taÅŸaklarını emmeye, yalamaya ve aÄŸzıma almaya baÅŸladım bu sefer. Günter’in sesleri çatı katını dolduruyordu. Güçlü kalçalarını, uyluklarını bile emiyor, yalıyordum. Kadınlığım yıllar süren derin uykusundan uyanmıştı artık…