Sex Hikayeleri

9 ay önce - Admin Ekledi - 2267 Kez Okundu

Üniversitede Hocama Yavşadım ve Yarağı Yedim

Herkese selamlar, ismim Melek, 24 yaşındayım, İstanbul’da yaşıyorum ve içmimarlık yapıyorum. Anlatacağım olay üniversite ilk sınıfa yeni baÅŸladığım dönemde oldu. Zengin bir ailenin kızıyım, maddi yönden hiçbir sıkıntı yaÅŸamadım. Fiziksel yönden kendimi tatmin eden güzelliÄŸe sahip, alımlı bir kadınım. Üniversiteye baÅŸlayınca, yurtlarda rezil olmayayım diye ailem bana lüks bir semtte stüdyo tipi bir daire satın almıştı. Hayatım çok güzel yolunda gidiyordu. Okulum, evim ve düzenli iliÅŸki yaÅŸadığım sevgilim (Olcay) vardı.

İlk sınıfta tasarım üzerine eÄŸitim alıyorduk. Erhan hocamız son derece yakışıklıydı. Açıkcası ondan etkilenmiÅŸtim, fakat ben onu etkileyebildim mi anlamıyordum. Erhan hoca dersi anlatırken bazen öylesine göz teması kuruyordu benimle, fakat yine de üstüne düşmek istemedim. Aslında halimden memnundum, çünkü Olcay’la birbirimizi her yönden tatmin ediyorduk. EÄŸer hayatınızda, sizi seven, sizen önem veren, dünyanın neresine giderse gitsin size sadık olan biri varsa, siz de ona sadık olmalısınız. Olcay’ı aldatmak bir tarafa, hani onsuz uyumak bile inanın aklımdan geçmezdi. Fakat Åžeytan dürtüyor iÅŸte 🙂

Ders bitiminde Erhan hoca bizlere, “Üst sınıfların projelerini incelemek isteyenler kalabilir!” demiÅŸti. Ben de merak ettim kaldım. Fakat o gün hava çok kötüydü. O yüzden benle beraber incelemeye kalanlar, ben bir ara lavaboya gittiÄŸimde, trafiÄŸe kalmamak için bana haber vermeden çıkmışlar. Sınıfa döndüğümde birtek Erhan Hoca vardı ve projeleri toplamaya çalışıyordu. “Hayırdır hocam, arkadaÅŸlar nereye kayboldu?” diye sorduÄŸumda, onların gittiklerini söyledi. Açıkcası bozuldum. Giderken kimse bana haber verme inceliÄŸi göstermemiÅŸti. Çantamı aldım çıkıyordum ki, Erhan Hoca, “Geç oldu, bu saatte eve nasıl gideceksin?” diye sordu. “Otobüsle!” deyince, “Bu saatte otobüslerde rezil olursun, ben arabamla bırakırım seni evine!” dedi. (İşte ÅŸeytan yine dürttü beni!) “Tamam, ama evime kadar götürmüşken birlikte bir akÅŸam yemeÄŸi yemeden bırakmam sizi!” dedim. “Sahi mi?” dedi. “Evet, Çin yemeklerinden hoÅŸlanırmısınız?” dedim. “Pek deÄŸil…” dedi. “Size lezzetli bir Çin eriÅŸtesi hazırlamak isterim!” dedim. “Madem yemeÄŸi sen kendin yapacaksın, tamam ozaman!” dedi.

Yolda hocamla sohbet fırsatımız olmadı, zira arabaya biner binmez kızkardeÅŸim İlayda telefon etti. Okulda bazı sorunlar yaÅŸadığını anlatıyordu. Telefonu kapattığımızda evime varmıştık zaten. Durumdan dolayı hocamdan özür diledim. Evime girdik. (Åžeytan yine dürttü!) Hemen loÅŸ bir ışık ayarlayıp, mumları yaktım. O ara da Erhan hoca evimi inceliyordu. “Kendi evin mi? Kirası bile çoktur…” falan dedi. Yorum yapmadım. Para bahsi açılınca hoÅŸuma gitmiyor, bu yüzden sadece gülümsedim ve “Hemen üstümü deÄŸiÅŸtirip geliyorum hocam!” dedim. Odama gittiÄŸimde Åžeytan yine dürttü, iç çamaşırıma dek hepsini deÄŸiÅŸtirdim. İçime dantelli siyah çamaşırlarımı giyip, üzerime koyu yeÅŸil uzun bir elbise giydim. Saçlarımı açtım. Hafif bir makyaj yaptım. Salona girdiÄŸimde Erhan hoca baÅŸtan aÅŸağı süzdü beni. Gülümsedim. MutfaÄŸa geçtik, sohbete kaldığımız yerden devam ettik…

Nereli olduÄŸumu, nelerden hoÅŸlandığımı, neden böyle bir bölüm seçtiÄŸimi, alakalı alakasız bir yığın soru soruyordu. Ben de hepsini itinayla cevaplıyordum. Salata kabına uzandım. Erhan hoca yardım etmek için arkamdan uzandığında kalçalarımda bir sertlik hissettim. Tepki vermedim. YemeÄŸi karıştırırken arkamda tekrar böyle bir sertliÄŸi hissedince gülümseyerek ona doÄŸru döndüm. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Heycanla öpüşmekten, yatakodama gittiÄŸimizin bile farkında deÄŸildim. Yatakodama gidene kadar soyunmuÅŸtuk bile, üzerimde sadece külodum, onunsa Boxeri kalmıştı. Beni yatağıma yatırıp, bacaklarımı aralamış, amımı külodumun kenarından emmeye baÅŸlamıştı. Zevkten çıldırmak üzereydim, inliyordum, “Sik beni artık lütfen!” diye. “Hemen olmaz öyle!” diyerek Boxerini indirdi, yarrağını aÄŸzıma verdi. Kendime inanamıyordum, hayat kadınlarından farksızdı halim, taÅŸaklarına kadar emiyordum yarağını, hemde deli gibi!

Sonra ayaÄŸa kaldırdı beni, külodumu çıkardı, beni kucağına alarak sırtımı duvara dayadı. Kollarımı boynuna doladım. Yarağını amıma soktuÄŸunda amım parçalanıyordu sanki. O anda tırnaklarımı sırtına geçirdiÄŸimin bile farkında deÄŸildim. Amıma sert sert sokup çıkarırken o kadar canım yanıyordu ki, “YavaÅŸ!” diye bağırmaya baÅŸladım. Bağırmam onu çıldırtmıştı, amımdan çıktı ve beni kucağından indirdi yere. Yüzüm duvara gelecek ÅŸekilde beni döndürüp, kollarımı arkaya kıvırdı. Bir eliyle iki elimi arkamda çapraz tutup, beni duvara bastırdı. Göğüslerim ve yüzüm duvara yapışmıştı. Sandalyenin üzerinde bornozum duruyordu, bornozun kuÅŸağıyla ellerimi arkadan baÄŸlayıp beni yataÄŸa yüzüstü fırlattı. Korkudan aÄŸlamaya baÅŸlamıştım, “Yapma ne olur! Ne yapıyorsun, delirdin mi? Lütfen çöz ellerimi!” diye yalvarıyordum. Ama dinleyen kim? Çekmeceleri karıştırıp fularlarımdan birini buldu ve aÄŸzımı da baÄŸladı…

Kasıklarımın altına yastık koyup kalçalarımı yükselttikten sonra yarağını amıma soktu ve haÅŸince sikmeye baÅŸladı. İsteyerek yaptığım sikiÅŸ resmen tecavüze dönüşmüştü. En kötüsü de, Erhan hoca beni zorla sikerken, Etajerin üstünde sevgilim Olcay’la fotoÄŸrafımız gözümün önündeydi. Kafam allak bullaktı, acaip bir ruh hali içerisindeydim. Tamam, Erhan hoca ÅŸimdi beni zorla sikiyordu, ama bunda benim de suçum vardı, ona yavÅŸamasaydım, Åžeytana uyup onu evime davet etmeseydim, bunların hiçbiri başıma gelmeyecekti. Kendim istemiÅŸtim bunu, sonucuna katlanmaktan da baÅŸka yapacak birÅŸeyim yoktu. İşin en ilgiç tarafı ise, bir süre sonra ben de zevk almaya baÅŸladım bu zoraki sikiÅŸten. Zevkten inleyerek kıvranıyordum altında…

Sonra götümü parmaklamaya baÅŸladı. Niyetini anlamıştım. Götüm halen bakireydi ve ben götten sikiÅŸmek asla istemiyordum. Yarağını amımdan çıkarıp götüme dayadığında, artık büzüğümü nasıl bir güçle kastıysam, sokamadı götüme ve vazgeçti. Tekrar amıma girip sikmeye devam etti ve sonunda bağıra bağıra amıma boÅŸaldı. İçimde bir süre daha kalıp çıktı. Sonra, önce ellerimi çözdü, ardından da aÄŸzımdaki fuları. Dönüp, buna, “Hayvan!” diye bağırarak okkalı bir tokat yapıştırdım. O da bana öyle bir tokat yapıştırdı ki, tek hatırladığım tokadın ÅŸiddetiye kafamın yatağın baÅŸlığına çarptığı ve gözlerimin karardığı idi. Bayılmışım…

Nekadar baygın kaldım hatırlamıyorum, ayıldığımda dudağımın kenarından kan tadı geliyordu aÄŸzıma. Erhan hoca yanımda uyuyordu. Yataktan zor bela kalktım, banyoya gittim, elimi yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda halim içler acısıydı. AÄŸlamaktan gözlerim ÅŸiÅŸmiÅŸ, yüzümde yediÄŸim tokadın izi, dudağımın kenarı patlamış, saçlar darma dağınık. Tekrar aÄŸlayacak dermanım bile yoktu…

Su içmek için mutfaÄŸa giderken telefonumun yanıp sönen ışığına takıldı gözüm. Tam 29 çaÄŸrı vardı, hepsi Olcay’dan idi. (Olcay iÅŸi nedeniyle Amerika’da idi). İçim sızladı. Saate baktım. Henüz orada o kadar geç olmadığını bildiÄŸim için Olcay’a telefon ettim. Olcay telefonu açar açmaz bana, “Nerdesin sen? Niye cevap vermiyorsun telefonlarıma? Delirtmek mi istiyorsun beni?” diye sorular sormaya baÅŸladı. Özür diledim, içtiÄŸim alerji haplarının etkisi ile uyuya kaldığımı söyledim.

Bu arada Erhan hoca uyanmış ve yanıma gelmiÅŸti, ben telefonla konuÅŸurken, ensemi boynumu öpüyordu. İttirdim yapma gibisinden, o da telefonu iÅŸaret edince, çaresiz öpmesine ses çıkaramadım. Olcay’la konuÅŸmam bitince, Erhan hoca, “Bu kadar hırçın olma güzelim! Bundan sonra dediklerime ve isteklerime uymak zorundasın, aksi takdirde çok zarar göreceksin, buna garanti veriyorum!” dedi. Beynimden vurulmuÅŸa döndüm, “Ne demek istiyorsun sen?” dedim. Sadece, “DediÄŸim duydun!” dedi pis pis sırıtarak. Buna, “Hayvan, siktir ol git, çık evimden!” diye bağırdım. “DediÄŸimi ciddiye al güzelim!” diyerek gitti.

Korkumdan 1 hafta okula gitmedim. ÇarÅŸamba günü sabahı evime kurye ile, bir buket çiçekle birlikte bir minik bir zarf geldi. Erhan hoca göndermiÅŸti. Zarf biraz ağırdı. Hemen açtım, içinden bir Flash bellek ve bir kağıt çıktı. Kağıtta, “Bu akÅŸam 20:00’de evde ol!” yazıyordu. TelaÅŸla Flash belleÄŸi bilgisayarıma taktım, ama gördüklerim karşısında resmen yıkıldım. O gece ben bayılınca, cep telefonuyla bir sürü fotoÄŸrafımı çekmiÅŸ. Ben baygınken bile sikmiÅŸ beni hayvan!

DediÄŸini yapmaktan baÅŸka bir çarem yoktu, zira o resimlerin internette yayınlanması, tanıdıklarıma yollanması veya okuldaki arkadaÅŸlarımın, sevgilim Olcay’ın eline geçmesi halinde kimsenin yüzüne bakamazdım birdaha. Erhan hoca akÅŸam dediÄŸi saate geldi. Fakat o akÅŸam Olcay da Türkiye’ye dönecekti. Erhan hocaya durumu anlatıp, gitmesini söyledim. Erhan hoca da yanağımdan makas alıp, “Tamam güzelim, bu akÅŸamlık böyle olsun, ama unutma, kaçarın yok artık!” dedi. O anda elime ne geçtiyse fırlatmaya baÅŸladım. Hemen ellerimi tutup beni sakinleÅŸtirmeye çalıştı. İttiriyordum, “Defol git evimden!” diye bağırıyordum. Ama gücüm yetmiyordu. Sonuçta karşımda, 1.90 boyunda, güçlü bir adam vardı. Erhan hoca bana Cuma gününe dek mühlet verdiÄŸini, eÄŸer dediklerini kabul etmezsem beni rezil edeceÄŸini söyledi. Sadece, “Tamam!” diyebildim. Bir hışımla kapıyı çarparak çıktı gitti. Ardından ben de Olcay’ı karşılamaya Havaalanına gittim.

Havaalanından dönerken önce dışarda yemek yedik, sonra evime geldik. Eve girer girmez Olcay, “MeleÄŸim seni çok özledim, bu gece hasretimizi giderelim, annemlere yarın giderim!” dedi. Olcay ailesiyle yaşıyordu, ama haftada bir iki gece bende kalıyordu. Koridorda beni soymaya baÅŸladı. Ben de onun kemerini çözdüm, pantolonunu çıkardıktan sonra, Kravatından çekip yatakodama götürdüm. O benim sütyenimi külodumu çıkardı. Ben de onun Kravatını ve gömleÄŸini çıkardım, sonra da Boxerini indirdim. Ok gibi fırlamıştı yarrağı. AÄŸzıma aldım hemen, emmeye baÅŸladım. Saçlarımdan tutup bastırıyordu. İlk postasını aÄŸzıma boÅŸalacak sandım, ama beni yataÄŸa yatırıp direk amıma geçirdi. Olcay beni sikerken, Erhan hocanın geçen haftaki tecavüzü aklımdan çıkmıyordu hiç. Duygu ve düşüncelerim birbirine karışıyordu, aldığım zevk bir yandan, utanç, piÅŸmanlık, korku, telaÅŸ… Gece boyunca Olcay’a birÅŸey belli etmemeye çalıştım.

Sabah uyandığımda Olcay’ın baÅŸucumdaki notunu okudum: “AÅŸkım toplantı için erken çıkmalıydım, seni uyandırmaya kıyamadım. Seni seviyorum. Günün aydın olsun!” diye yazmıştı. Evet, günüm aydın olmalıydı, bunu için Erhan hocanın tehditlerine boyun eÄŸmeyecektim. Korkumu yenip, okula gitmeye karar verdim. Hemen banyoya girdim, duÅŸ aldım. Saçlarımı kuruttum. Beni en alımlı gösteren gömleklerimden birini giyip, makyajımı yaptıktan sonra aynada kendime baktım. Fazla mı yeÅŸil olmuÅŸum ne? Gözler yeÅŸil, gömlek yeÅŸil. Aman boÅŸver deyip çantamı alıp çıktım evden. İlk ders Erhan hocanın dersiydi ve ben epey geç kalmıştım. Dersin ortasında sınıfa dalınca, tüm dikkatler üzerime çekildi. O da yetmiyormuÅŸ gibi giydiÄŸim topuklulardan çıkan ses hepten sinir bozucuydu.

Ders boyunca Erhan hocanın hiç suratına bakmadım. Ders bitip sınıftan çıktığımda, 5 dakika sonra telefonuma tanımadığım bir numaradan mesaj geldi, “Odama bekliyorum!” diye. “Kimsin?” diye mesaj attım. “Kim olabilirim sence, gerizekalı!” diye cevap geldi. Erhan hocaydı bu. Daha sikiÅŸtiÄŸim adamın numarasını bilmiyordum. Her neyse, gittim odasına, “Ne var? Ne istiyorsun?” dedim. “AkÅŸam seninle yemeÄŸe çıkmak istiyorum!” deyince, ona, “Olcay geldi, bunu sen de biliyorsun! YemeÄŸe falan çıkamam!” dedim. “Öyle mi? Sen bilirsin!” deyip gözlerime sinirli sinirli bakınca, korkmadım desem yalan olur. O korkuyla, “Tamam tamam, akÅŸam 20:00 gibi bana gel!” dedim. “Hah şöyle, bak nasılda yola geliyorsun!” diyerek götümü avuçladı. Elini ittirip odasından çıktım. Bu akÅŸam Olcay’a ne mazeret uyduracağımı düşünüyordum…

AkÅŸam Olcay eve geldiÄŸinde kapıda karşıladım onu. Koridorda beni soymuÅŸ, memelerimi aÄŸzına almış, sertleÅŸen memeuçlarımı ısırıyordu. İnlemelerim koridorda yankılanıyordu. Beni Portmantoya doÄŸru domaltıp amıma girdi. Aklım o kadar karışıktı ki, aldığımın zevkin bile tadını çıkaramıyordum. Buna raÄŸmen 2 kez üstüste orgazm oldum. Aslında hiçbirÅŸey düşünmeden, sadece sikilmek istiyordum. Sabahlara kadar defalarca sikilmek, inim inim inletilmek! Evet, tek kelimeyle istediÄŸim buydu, sikilmek! Ama Erhan hocanın bu akÅŸam gelecek olması gerçeÄŸiyle kendimi toparladım. Olcay’ı biran önce evden göndermem lazımdı.

Olcay da boÅŸalıp, “Hadi meleÄŸim duÅŸ alalım, sonra yatakta devam ederiz, seni sabaha kadar sikmek istiyorum!” deyince, “AÅŸkım yaa, Final haftası baÅŸladı. Yarın çok önemli sınavım var. Bu gece köpek gibi ders çalışmam lazım!” dedim. “Tamam meleÄŸim, sen sınavlarına çalış, ben de birkaç gün annemlerde kalırım, zaten geldiÄŸimden beri doÄŸru dürüst eve uÄŸramadım!” diyerek dudaklarımdan öptü, temizlenip giyindi ve gitti. Olcay’a gerçekleri anlatmadığım için içimde büyük bir huzursuzluk vardı. Yok yok, bu böyle devam edemezdi, Olcay’a bunu yapmaya hakkım yoktu. Erhan hoca geldiÄŸinde benim Erhan hocayla ciddi anlamda konuÅŸup, bu iÅŸi bitirmem gerekiyordu. Temizlenip giyindim, hazırlandım ve beklemeye baÅŸladım…

Saat tam 20:00’de kapı çaldı, gelen Erhan hocaydı. Salona geçer geçmez direkt konuya girdim, “Artık bu iÅŸi bitirsek iyi olacak!” dedim. Ama Erhan hoca, “Sence mümkün mü? Ben sana aşık oldum Melek. İlk kez bir kadın bana bu kadar zevk verdi. Bir ömür boyu benim olmanı istiyorum!” dedi. Çok ÅŸaşırmıştım, doÄŸrusu böyle birÅŸey hiç beklemiyordum ondan. ÅžaÅŸkınlığım geçince, “Ben senle olmak istemiyorum ama! Ben Olcay’ı seviyorum!” dedim. Kızdı ilk baÅŸta. Sonra, “Peki, ama unutma, bu kararından piÅŸman olursan bana dönebilirsin!” dedi ve gitti. Aslında Erhan hoca Olcay’dan daha yakışıklıydı. Fakat ben Olcay’ı seviyordum ve ona alışmıştım, emek vermiÅŸtik iliÅŸkimize…

Bu konuÅŸmayı takip eden 3 ay boyunca herÅŸey yolunda gidiyordu, ta ki Olcay arayıp, “Görüşmemiz gereken çok önemli bir konu var!” deyip, beni okuldan almaya gelene kadar. Aklıma kötü kötü ÅŸeyler gelmiÅŸti, Erhan hocanın birÅŸeyler karıştırdığını düşünerek, Olcayın arabasına binip, korkuyla, “NeymiÅŸ bu önemli olan ÅŸey?” diye sordum. Olcay, “Sana anlatmam gerekenler var, birÅŸey söylemeden beni dinle!” dedi. “Peki, dinliyorum?” dedim. “Nazlı’yı biliyorsun…” diye anlatmaya baÅŸladı. “Kuzenin Nazlı mı?” dedim. “Evet, bak bu anlatacağım ÅŸey çok acı gelecek… İnan seni incitmek te üzmek te aklıma gelmez, gelemez, ama bu iÅŸ bitmeli, sana daha fazla yalan söylemek istemiyorum… Sen memleteke gittiÄŸinde ben Nazlı ile birlikte olmuÅŸtum, ÅŸimdi bir bebek bekliyor ve bu bebeÄŸin babası benim!” dedi. Yıkılmıştım, bitmiÅŸtim ben. Olcay’ın sesi çınlıyordu kulağımda, birÅŸeyler anlatmaya devam ediyordu, ama ne dediÄŸini duymuyordum. Gözlerimden birer damla yaÅŸ geldi sadece ve birÅŸey demeden indim arabadan. Yürümeye baÅŸladım okula doÄŸru.

Çantamı alıp çıktım okuldan. AÄŸlıyordum. O ara Erhan hocayla gözgöze geldik, yanında Öğretim üyesi arkadaÅŸları olduÄŸu için bakmakla yetindi. Sonra ben otobüs durağına giderken arkamdan yetiÅŸti. Hemen bir taksi durdurdu, bindik. Åžoföre sahile gitmesini söyledi. Yol boyu sessizlikten sonra sahilde bir banka oturup konuÅŸmaya baÅŸladık. Tüm olanları anlattım. Beni dinledikten sonra, “Evlen benimle!” dedi. “Hayır istemiyorum!” dedim. “Neden? Benim de Olcay gibi seni aldatacağımdan mı korkuyorsun?” dedi. Tartışmaya baÅŸladık. Elimi öyle bir sıkıyordu ki, elim uyuÅŸmaya baÅŸladı. Korkuyordum. Elimi acıttığını söyledim. Elimi bırakınca yola doÄŸru fırladım, hemen bir taksi durdurdum. Ne yazık ki yetiÅŸti arkamdan, o da bindi taksiye. Şöföre BoÄŸazda bir otelin ismini söyledi.

Taksi hareket ettiÄŸinde Erhan’a sordum, “Niye otele gidiyoruz, ne iÅŸimiz var orda?” diye. Kısık sesle konuÅŸuyordum, şöförün beni ucuz bir fahiÅŸe sanmasından çekiniyordum. Erhan, “Bu geceyi birkikte geçirelim, söz veriyorum, istemediÄŸin hiçbirÅŸey yapmayacağım, yarın sabahtan sonra istemezsen birdaha seni arayıp sormayacağım!” dedi. 10 dakika sonra dediÄŸi otelin önündeydik. İçeri girdik. Çift kiÅŸilik bir oda istedi, Resepsiyona kimliklerimizi bırakıp, anahtarı aldık, çıktık yukarı…

Odaya girdiÄŸimizde ilk önce banyoya girdim, ancak duÅŸ alırsam kendimi öyle toparlayabilirdim. DuÅŸumu alıp bornozla çıktım ve yataÄŸa uzandım. Erhan Minibardan Martini çıkarmış içiyordu, “Bir yudumda sen al!” diyerek uzattı. İlk baÅŸta tadı garip geldi, sonra biraz daha içince hoÅŸuma gitti, hepsini bitirdim. Fakat o üç yudumluk içki beni bir hoÅŸ etmiÅŸti. Amım da yanıyor muydu ne? Amımın sulandığını hissediyordum. Erhan’ın zaten yarağı Boxerinde çadırı dikmiÅŸti. YaÅŸanan tüm kötü ÅŸeyleri bu gece unutmak ve sikilmek istiyordum. Yarağını Boxerinden çıkardım, deli gibi emmeye baÅŸladım. Fazla beklemeden yarağının üstüne oturdum. Bu sefer daha kolay almıştım amıma. Zıplıyordum. Erhan da alttan yüklendikçe zevkten ölüyordum resmen. İnlemekten sesim kısılmıştı…

O gece ve devamındaki tüm geceler harika geçti ve geçiyor. Åžimdi Erhan hocayla evliyiz. 5 yaşında kızımız ve 3 yaşında ikiz oÄŸullarımız var. Olcay’a gelince, o günden sonra birdaha hiç görüşmedik. Ara sıra arkadaÅŸlardan haberini aldım. Onun da bir kızı olmuÅŸ. Ve inanmayacaksınız belki ama, kızına benim ismimi vermiÅŸ. Her neyse, artık evli ve mutlu bir kadınım, hem de anneyim. GeçmiÅŸime dair bir özlemim yok. Erhan’la aramızdaki yaÅŸ farkına raÄŸmen gerçekten mutluyum. Yatakta çok iyiyiz, gündelik hayatta da birbirimize alışmış bir haldeyiz 🙂